Gastrik Bypass ve Gastrik Kol: Hangisi Size Uygun? 2023

Gastrik bypass ve gastrik kol hangisi size uygun? Türkiye gastrik bypass ile tüp mide arasında farklar ve koşullar göz önünde tutulduğu zaman, besin emiliminde tüp mide ameliyatı sonrasında kişinin bağırsağında hiçbir değişiklik olmaz. Besin emilimi devam etmektedir. İleride emilim kaynaklı problemler ortaya çıkar. Gastrik bypass operasyonunda, mide ile bağırsak için düzenleme yapılmaktadır. 

Tüp mide, gastrik bypass oranla çok daha kolay gerçekleştirilen bir işlemlerdendir. Ameliyatların tamamlanmasının ardından hastayı bekleyen olumlu ve olumsuz durumların kilo verme farkında, komplikasyonların oluşma ihtimali ve oluşan komplikasyonları değiştirebilir. Gastrik bypass sonucunda kilo alma sorunu tüp mide operasyonuna oranla daha düşüktür.

Gastrik Bypass ve Gastrik Kol

Gastrik Sleeve ve gastrik bypass kilo vermeye yardımcı olan operasyonlara bariatrik cerrahi adı verilir. Özellikle diyeti iyileştirmek, diyet hapları, daha aktif olmak yaramadıysa ve çok daha fazla kilo vermeyi gerektiğinde iyi bir seçenektir. En sık uygulanan bariatrik tedavilerden birisidir. Sleeve gastrektomi ve gastrik bypass cerrahisidir. 

İki prosedür arasında benzerlikle bulunur, fakat önemli farklılıklar da mevcuttur. Bu makale, iki ameliyatında hem eksi hem de artı hangisinin hangi durumlarda düşünülmesi gerektiği ele alınır. Hem tüp mide ameliyatı hem gastrik bypass, midenin normal boyutundan küçük bir kese haline gelir. iki şekilde de kilo kaybı yaşanır. 

Gastrik Bypass Prosedürü

Gastrit bypass prosedürü, ince bağırsağın bağlı olduğu yemek borusuna yaklaşık olarak 30 ml’lik küçük bir mide takılmaktadır. Yutulan yiyecekler yemek borusu boyunca küçük mideye ve oradan da doğrudan ince bağırsaklara geçer. Bu sayede yiyecekler büyük mide, on iki parmak bağırsak ve ince bağırsağın başlangıcına bağlanır. 

Yeni mide çok daha az yiyecek tutacaktır. Bu da daha az kalori tüketilmesi anlamına gelmektedir. Yiyeceklerin büyük mideyi ve on iki parmak bağırsağına atlatacak şekilde yeniden bağlanır. Tok mide ve açlık hissini düzenleyen hormonlarda değişiklikler yapılır. Açlığı azaltır ve ayrıca aşırı kiloların tip iki diyabete yol açtığı mekanizmaları etkilemektedir. 

Gastrik Bypass ve Gastrik Kol
Gastrik Bypass ve Gastrik Kol

Mide Tüpü Prosedürü

Mide tüpü prosedürü, büyük kesi yapılmadan öncesinde, karın ön duvarında acıkan yaklaşık olarak 0,5 cm’lik delikler aracılığıyla midenin %80’lik kısmı alınmaktadır. Kalan yüzdelik %20 kısmı bir tüpü arındığı için tüp mide ameliyatı adı verilir. Yapılan bu kapalı girişime laparoskopik cerrahi adı verilir. Ameliyatla alınan kısımda fundus bölümü yer almaktadır. 

Fundus açlık hormonunun salgılandığı kısımdır. Tüp mide ameliyatı ile hem mide hacmini küçültür hem de açlık hissiyatı azaltmaktadır. Öte yandan mide bypass kadar etkili olmasa da emilim azaltıcı etkisi de bulunur. Tüm obezite ameliyatları öncesinde, ameliyata uygunluğun araştırılması için uygulanması gereken birtakım prosedürler var. 

Gastrik Tüp ve Gastrik Bypass Maliyeti

Gastrik tüp ve gastrik bypass maliyeti, gastrik bypass daha pahalı bir bariatrik cerrahi işlemdir. Oranlar daha yüksek birleşik krallıklarda gastrik bypass ameliyatı maliyetleri tipik olarak değişmektedir. ABD ve diğer ülkelere göre Türkiye’deki maliyetleri hala önemli ölçüde düşer. Dünyanın farklı noktalarında fiyatlar dalgalanmalar yaşar. Bu işlemin en önemli yönü de para değildir. Sağlık her şeyden öncedir. Diğer ülkelerin kur değişimleri ve durumlarına göre fiyatlara etki etse de genel olarak benzer fiyatlar gözlemlenir. Türkiye’nin mide tüpü fiyatları klinikten kliniğe değişkenlik göstermektedir. Bu alanda tecrübesine göre ve kullanılan malzemelerin markası, kalitesi de yine fiyatlandırmaları farklılaştırır. 

Gastrik Tüp ve Gastrik Bypass Sonrası İyileşme

Gastrik tüp ve gastrik bypass sonrası iyileşme, bu tedavinin tüp mide ile aynı dramatik kilo kaybı sonuçlarını vermez. Sonuçlar yine de etkilidir, doktorun direktiflerini takip eden hastanın ilk yıl içinde gastrik bypass hastalarının çoğu 8 ile 15 kiloya kadar kaybeder. Kilo kaybı zamanla plato yapar, fakat sağlıklı bir egzersiz ve diyet programına devam edilirse daha da fazla kaybeder.

Doktorun hastayı muayene ettikten sonra hasta için en uygun ve olduğuna ameliyat öncesinden belirler. Fakat eğer hastada metabolik sendrom belirlileri varsa, RNY gastrik bypass uygun seçeneklerden birisidir. Tüp mide ya da RNY gastrik bypass arasında doktorların yapacağı değerlendirmeye göre kesin karar verilir. 

Mide Tüpü ve Gastrik Bypass Sonrası Diyet

Mide tüpü ve gastrik bypass sonrası diyet, daha sağlıklı yağla içeren besinlerin tüketilmesi veya az miktarda karbonhidratı yeniden eklemenin keto gribi semptomlarına yardımcı olup olmayacağı konusunda karışık raporlar vardır. Bazı karbonhidratları geri ekleme, keto gribi semptomlarını uzattığını söyler. 

Keto diyetinin katılımcılarının keto gribi semptomlarını uzatmak için hangi yolu izleyeceklerini güvenle bilimleri için daha güçlü araştırmalara ihtiyaç duyar. Ketojenik bir diyet uygulamak isteyen birçok insanın, keto gribi talihsiz bir bölüm gibi görünebilir. Herhangi semptom ile karşılaşılırsa, sağlık uzmanları ile iletişime geçilmelidir. 

Gastrik Tüp ve Gastrik Bypass Sonrası Fiziksel Aktivite

Gastrik tüp ve gastrik bypass sonrası fiziksel aktivite vücudun daha düşük yoğunluklu egzersizlerde olduğu gibi diğer metabolizmada oksijen kullanabildiğinde, kullanılan birincil enerji kaynağı yağdır. Bu tür metabolizma daha fazla zaman almaktadır. Bu sebeple düşük yoğunluklu egzersiz için en uygun olandır. Yoğun egzersiz ve hızlı hareketler sırasında vücudun enerji kaynağı olarak karbonhidrat ya da glikoz kullanarak enerji üretmek için daha hızlı bir seçenek yapılır. 

Bu sebeple bir keto diyetine ilk başlandığı zaman, vücudun yoğun egzersiz için yakın kaynağı olarak artık karbonhidrat kullanmamaya uyum sağlaması önemlidir. Yoğun egzersizler yağmak, enerji sağlamaya yardımcı olmak adına karbonhidrat ya da glikojen depoları olmadan daha yorgun hissetmeye neden olur. 

Gastrik Tüp ve Gastrik Bypass Ameliyatının Riskleri ve Yan Etkileri

Gastrik tüp ve gastrik bypass ameliyatının riskleri ve yan etkileri, fazlasıyla kapsamlı bir ameliyat olduğundan dolayı, gastrik bypass operasyonunda en çok korkulan risk kaçak gelişimdir. Zımba hattında oluşabilme ihtimali olan risklere derhal müdahale edilmelidir. Kaçağın en çok karşılaşılan belirlileri arasında, ileri düzeyde karın ağrılardı, hastanın titremesi, nabzının şiddetli atması ve yoğun güçsüzlük durumudur. 

Hekimin erken teşhisi ve hızlı müdahalesiyle kaçaklar tedavi edilmesi önemlidir. Kaçak her hâlükârda tespit edilebilmesidir. Fakar geç kalındığı durumda tedavisi de uzamaktadır. Ek sorunlara neden olabilen bu kaçak riskleri, alanında uzman doktorların gözetimi altında olmalıdır. 

Gastrik Bypass Riskleri ve Yan Etkileri

Gastrik bypass ameliyatı pek çok cerrahi operasyona göre oldukça fazla riskleri bulunur. Nu sebeple alanında uzman hekimler tarafından yapılmalıdır. Operasyondan 15 gün geçtikten sonra gelişebilecek olan riskler olmaz. Bu nedenle ilk 15 günlük süreçte he doktor hem de hasta tarafından sıkı takip edilmesi önemlidir. 

Emboli riskleri, obezite cerrahisinde emboli riskleri daha fazladır. Bu sebeple riski minimal duruma getirmek için operasyondan 24 saat öncesinde kan sulandırıcı özelliklere sahip olan ilaçlar verilir. Buna ek olarak da varis çorabı giydirilir. Bu iki etkiyle beraber, emboli oluşum riskleri azalır. Varis çorabı kan sulandırıcı ilaçların kullanımı, ameliyat sonrası ilk 10 günü de kapar. 

Mide Tüpünün Riskleri ve Yan Etkileri

Mide tüpünün riskleri ve yan etkileri, zayıflama ameliyatı olarak da adlandırılan obezite cerrahisi, ameliyat sonrası yaraların iyileşme süreci bulunur. Bu yaralar iyileşme sürecinde, enfeksiyon kapma ihtimalide artar. Gastrik bypass veya tüp mide ameliyatı sonrasında, oldukça az bir ihtimalle de olsa karın bölgesinden, yiyeceklerin sızma ihtimali bulunmaktadır. 

Kişide aynı zamanda yüksek oranda sıcaklık oluşabilir. Sızıntının giderilmesi ve oluşan herhangi bir enfeksiyonun yok edilmesi için antibiyotik tedavisi gerekebilir. Bu tarz rahatsızlıkların yanında bağırsak tıkanması, yetersiz beslenme, safra taşı oluşması, ameliyat sonrası vücutta aşırı karışıklık ve kıvrım gibi yine sağlık sorunları oluşabilir. 

Beklenen Kilo Kaybı

Beklenen kilo kaybı bariatrik cerrahi işlemi uygulanırken kişilerin kaybetmesi gereken kilo miktarını göz önünde bulundurulduğu zaman, tüm ameliyatların etkisini ve kilo verme miktarı birbirine göre farklılık gösterir. Gastrik bypass sonrası hastalarda fazla kilosunun %60-%80’ini kaybedebilir.

Tüp mide ameliyatında ise hastaların fazla kilosunun %50 veya %60’ını kaybetmektedir. Fakat tüp mide ameliyatı gerileyebilir. Hasta operasyon sonrasında yeniden kilo almaya başlayabilir. Ayrıca gastrik bypass sonrasında kilo vermek çok daha hızlı olur. Gastrik bypass sonrasında kilo vermek çok daha hızlı olur. Tüp mide ameliyatında ise bu süre daha uzun olur.

Aşırı Kilo Kaybı Hızı

İlk üç ayda kilo verme hızı, hastanın toplam olarak birinci yılın sonunda fazla kilolarının %40-80’ini kaybetmektedir. Bu oran hastanın yaşına, spor, diyet, metabolizma hızına bağlı olarak yaşam tarzına göre değişkenlik gösterir. Operasyon sonrasında yapılan düzenli aktivitelerin ve diyete göre kilo verme hızını etkilemektedir. 

Genellikle 18-24 ayda, kilo kaybı yavaşla veya durur, bu döneme kadar yeterli kilo kaybı sağlanmış olabilir. İkinci yıldan sonra hasta yeni yaşam şekline adapte olmuştur. Ameliyat sonrası yaşam şeklinin daha düzenli ve sağlı devam edilmesi gereklidir. Bu dönemden sonra sık olmamakla beraber dikkat etmeyen hastaların eski kilosuna dönmeseler de geri kilo alabilirler. 

Mide Tüpü ve Gastrik Bypass Ameliyatı Başarısızlık Oranı

Mide tüpü ve gastrik bypass ameliyatı başarısızlık oranı, hastalarda oluşan şeker hastalığı, gastrik bypass ameliyatı sonrasında %80 oranında düzelmektedir. Gastrik bypass ameliyatı sonrasında tip 2 diyabette düzelme nedeni ile hastaların insülin veya ilaca bağımlılığı tamamen biter. 

Etkinliği ispatlanmış ve kabul görmüş toplamda 4 farklı ameliyat yöntemi bulunur. Gastrik bypass bu yöntemlerden birisidir. Obezite cerrahisinde en sık yapılan tüp mide ameliyatlarından sonra en sık yapılan obezite cerrahisi ve metabolizma cerrahisi ameliyatıdır. 

Gastrik Bypass ve Gastrik Kol
Gastrik Bypass ve Gastrik Kol

Her Kilo Verme Prosedürü için İyi Adaylar

Her kilo verme prosedürü için iyi adaylar, mide tüpü ameliyatı genellikle VKİ’si en az 40 olan hastaların en etkili kilo verme operasyonudur. Başka bir ifadeyle 100 kilo ve daha fazla kiloya sahip hastalar için tip mide ameliyatı önerilir. 

Gastrik bypass ameliyatında BMI oranının 35 ile 30 arasında olan ve uyku apnesi ya da tip 2 diyabet gibi obezite kaynaklı ciddi durumlar bulunuyorsa, gastrik bypass ameliyatı en uygun seçenek olacaktır. 

Gastrik lap bandı uygunluğu BMI 30 ile 35 oranında olan hastaların, özellikle diyabet, hipertansiyon ve solunum sıkıntıları gibi obezite ile ilgili bir ya da daha fazla hastalığı, gastrik lap band işlemi için uygun olacaktır. 

Yüksek BMI

Yüksek BMI yapılan hesaplamalarda, kişinin vücut kitle indeksinin yüksek çıkmasında, kişinin vücudunda çok fazla yağ olduğu anlamına gelmektedir. Diğer bir değişle vücudunda çok miktarda yağ olduğu anlamına gelmektedir. Yüksek tansiyon veya diyabet gibi hastalıklara yakalanma riskini yükselten bir durumdur. Çok düşük BMI sonucunda ise kişinin boyuna bağlı olarak fazla zayıf olduğunu gösterir.

Diyabet

Obezite yani şişmanlık, vücuttaki yağ dokusunun fazlalığı ve kilo artışıdır. Obeziteyi belirleyen, çevresel etkenler, genetik, sosyoekonomik durumlar, metabolik hastalıklar, ilaçlar gibi birçok faktör bulunur. Obezite yalnız estetik bir sorun olmayıp birçok hastalığın ortaya çıkmasına olanak tanır. Tip 2 diyabet, hipertansiyon, menstrial siklus bozuklukları, yağlı karaciğer, safra kesesi taşları, uyku apnesi, osteoartrit, depresyon bunlardan sadece birkaçıdır.  

Karın ve bel çevresinde artan yağ dokusunun, diyabet riskini daha fazla arttırmaktadır. Tip 2 diyabet ile obezite arasında çok yakın bir bağlantısı vardır. Tip 2 diyabet ile obezite arasında çok yalın ilişki olup, tip 2 diyabet olan bireylerin %80 şişmandır. 

Şiddetli Asit Reflü Hastalığı

Temel işlevi, besinlerin emilimi olan sindirim sistemini ağızdan başlar ve anüste biter. Ağızdan alınan besinlerin peristaltik hareket olarak adlandırılan bir hareketle yemek borusu kanalı aşağıya inerek mideye girmektedir. Mideye giren besinlerin mide sıvısı ile karşılaştığında sindirim süreci başlamaktadır. 

Yemek borusunun alt kısmında bulunan tıp dilindeki adı ile özofagus sfinkteri adeta bir kapak görevi görerek midedeki asit, sıvı ve besinlerin mideden yemek borusuna geri kaçmasını önlemektedir. Bazı durumlarda bu kapağa benzeyen yapıca çok sık aralıklarla açılıp kapanma görülme ihtimali olabilir. Buna bağlı olarak mide içeriği özofagusa yani yemek borusuna doğru geri kaçmaktadır. 

Çoklu Karın Ameliyatları

Çoklu karın ameliyatları, karın bölgesinde oluşan ve estetik açıdan hastanın psikoloji üzerinde olumsuz etki yaratan sarkıklıkları gidermek için uygulanan estetik cerrahi girişimin adı halk arasında karın germe ve tıp terminolojisinde operasyondur. 

Cerrahi olarak operasyon sonrası ciddi anlamda vücudun fiziksel silüetini düzeltmeyi başaran ameliyat türüdür. Diğer tüm cerrahi müdahalelerde olduğu gibi belli başlı risk taşımaktadır. Cerrahi tarafta detaylı bir biçimde ifade edilecek olan bu risklerin, standart yaşam şeklindeki alışkanlıklarında yakından ilgilidir. Alanında tecrübe sahibi cerrah tarafından bilgilendirilmesi daha doğru olacaktır. 

Yüksek Riskli Cerrahi Durumlar

Yüksek riskli cerrahi durumlar, en ciddi risklerden biriside mide ile ince bağırsak arasındaki bağlantıda oluşabilecek kaçak sızıntı ve bunun sonucunda oluşabilecek ikinci bir ameliyat olacaktır. İlave bir takım cerrahi risklerin obeziteye bağlı olarak artar. Ayaklarda ve akciğerde kan pıtısının oluşma ve kardiyak problemler ile karşı karşıya kalınabilir. 

Ameliyat sonrasında hastaların %10-15 oranında bu tarz komplikasyonların bazıları yaşanabilir. Genel olarak daha ciddi komplikasyonlar nadiren yaşanır. Sık görülenler kabul edilebilir ve tedavi edilebilir olur. Birçok işlemde diğer birçok karın ameliyatında da görülebilen kanama, ameliyat sonrasın ileus, enfeksiyon, herni ve genel anestezi komplikasyonları yaşanabilir. Vücut kitle indeksinin 40 ve üzerinde olan hastaların, sağlığını daha kötüye gitmemesi açısından gastrik bypass ameliyatı yapılabilir.

Şiddetli Depresyon veya Anksiyete

Şiddetli depresyon veya anksiyete kişinin çok hızlı değişim aşamasından geçer. Özellikle bu hasta grubu yeme davranışlarının ardındaki ruhsal bozuklukların ne kadar önemli olduğunun farkında olmaz. Yaşayan her hastanın danışabileceği bir yeme bozukluğu uzmanı olur. Obezitenin altında hem genetik faktörlerin hem de psikiyatrik bozukluklar yer alır. 

Bariatrik cerrahiye başvuran hastalarda depresyona bağlı, anksiyete bozukluğu, aşırı yeme bozukluğu ve gece yeme bozukluğu gibi hastalıklar, diğer obez gruplara göre daha fazla olduğu düşünülür. Bu nedenle cerrahi hastaları farkında olmasalar bile psikolojik bir desteğe ihtiyaç duyulmaktadır. Hastalar zayıflamak için birçok yöntemler de denenmektedir. 

Gastrik Bypass ameliyatınız için doğru adres curefinding.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir